Çıkış Yap
Vodafone Yanımda İnternet sayfasından çıkmak üzeresiniz. Oturumunuzu sonlandırmak istediğinize emin misiniz?
Yapay zekanın ekonomik potansiyelinde, önemli ölçütlerden biri de üretkenlik oluyor. Daha fazla üretkenlik, enflasyon baskıları yaratmadan ekonominin daha hızlı büyümesini ve yaşam standartlarının daha hızlı yükselmesini sağlar.
İyimserlere göre yapay zeka (AI) bir devrim; şüphecilere göre ise bir balon. Yapay zeka konusunda bizi daha neler bekliyor henüz bilmiyoruz, ancak bazı güçlü etkenler yapay zekayı oldukça ileriye taşıyabilir. J.P.Morgan 2024 Mid-Year Outlook raporu, yapay zekanın gerçekten dönüştürücü bir güç olacağına dikkat çekiyor. Raporun odağında ise iyimser-şüpheci tartışmasının merkezindeki bir soru bir ekonomistin bakış açısıyla ele alınıyor: AI genel ekonomiyi nasıl etkileyebilir? Raporda değerlendirilen diğer konular şu soruları da ele alıyor:
Yapay zekanın ve özellikle üretken yapay zekanın potansiyeline ilişkin makro bir görünümün yanı sıra, bu güçlü eğilime yatırım yapma olasılıkları da dikkate alınıyor. J.P.Morgan, yapay zeka hisselerindeki değerlemelerin oldukça iyi bir performans göstermiş olmasına rağmen bir balon belirtisi olmadığını; şimdi ve önümüzdeki yıllarda dikkate alınabilecek çok çeşitli yapay zeka yatırım fırsatları olduğunu ifade ediyor
Yapay zekanın ekonomik potansiyelini değerlendirirken, önemli ölçütlerden biri de üretkenlik oluyor. Daha fazla üretkenlik, aşırı enflasyon baskıları yaratmadan ekonominin daha hızlı büyümesini ve yaşam standartlarının daha hızlı yükselmesini sağlar.
Ancak yapay zekanın üretkenlik avantajları bir gecede ortaya çıkmayacak. Örneğin, buhar makinesinin ekonomi genelinde gözlemlenebilir bir üretkenlik avantajı sağlaması 60 yıldan fazla sürdü. Sonraki her teknolojik yenilikle üretkenlik kazanımları daha hızlı geldi. Eğer bu eğilim devam ederse (ve devam edecek gibi görünüyor), yapay zekanın üretkenlik artışına etkisinde somut kanıtlar 2020'lerin sonlarında ortaya çıkabilir.
Peki, yapay zeka, her biri ekonomiyi kökten değiştiren buhar makinesi veya elektriğin 21. yüzyıldaki eşdeğeri mi? Muhtemelen hayır. Ancak yapay zekanın web ve kişisel bilgisayar kadar dönüştürücü olma potansiyeline sahip olduğu görülüyor ve önümüzdeki 20 yıl içinde daha da fazla ekonomik değer sunması bekleniyor. Örneğin, kişisel bilgisayarlarının ekonomide üretkenliği artırması 15 yıl sürmüştü, rapora göre yapay zeka bunu yedi yılda yapabilir.
Rapor, yapay zekanın potansiyel etkisini değerlendirmek için Uluslararası Para Fonu (IMF) çerçevesinden faydalanıyor. Yapay zeka etkisinin, Kongre Bütçe Ofisi (CBO) gibi hükümet kuruluşları tarafından yapılan projeksiyonlara dahil edilen üretkenlik varsayımlarından çok daha büyük olabileceği sonucuna varıyor.
IMF beklentisine göre yapay zekanın potansiyel olarak ortadan kaldıracağı işler göz önüne alındığında ABD’de bu etkiye karşı savunmasız olan işlerin yarısının önümüzdeki 20 yıl içinde otomatikleştirileceği öngörülüyor. Küresel ekonomide ise yapay zekanın bazı ekonomileri diğerlerinden daha fazla etkileyeceği tahmin ediliyor. IMF, gelişmiş ekonomilerdeki çalışanların, gelişmekte olan piyasa ekonomilerindekilere göre AI etkisine karşı daha savunmasız olduğunu belirtiyor. Örneğin, IMF, ABD'deki işlerin yüzde 30'unun AI tarafından ele geçirileceğini, Hindistan'da ise bu oranın yüzde 13'ten az olacağını tahmin ediyor.
Ancak ekonomilerin geriye dönüp bakıldığında daha iyi anlaşılabilecek şekillerde evrildiği unutulmamalı. Örneğin, MIT'deki ekonomistlerin yaptığı bir araştırmaya göre, bugün ABD'deki iş alanlarının yüzde 60'ından fazlası 1940'ta henüz mevcut değildi. Yeni teknolojiler bu değişimin çoğunu açıklıyor; her bir ardışık teknoloji geçişinde, toplam talep arttı ve ekonomi daha önce var olmayan işler yarattı.
Rapor, bakış açısını makro ekonomiden sektörlere ve şirketlere kaydırdığında ise yapay zekanın ekonomik etkisinin, CEO'ların ve yönetim ekiplerinin yapay zekayı iş stratejilerinin ve operasyonlarının kritik bir parçası haline getirip getirmediğine, ayrıca nasıl getirdiğine bağlı olarak belirleneceğini ve henüz yolun başında olunduğunu ifade ediyor.
Rapora göre, ABD’deki şirketler yapay zekayı nasıl kullanabileceklerini düşünürken, şimdiye kadar şirketlerin yalnızca yaklaşık yüzde 4'ü bu teknolojiyi gerçekten benimsedi. Yapay zeka odaklı üretkenliğin genel ekonomiyi etkilemeye başlaması için benimseme oranlarının yüzde 50 veya daha yüksek bir seviyeye çıkması gerekiyor.
Öte yanda benimseme konusu birçok olumsuzlukla karşı karşıya; bunlar arasında yasal ve düzenleyici sorunlar, veri merkezleri için potansiyel olarak sınırlı güç ve enerji kaynakları ile şirketlerin potansiyel kullanım durumlarını optimize etme yeteneği yer alıyor. Yine de teknoloji, çeşitli endüstri sektörlerinde çok çeşitli potansiyel kullanım durumlarını mümkün kılıyor.
Kullandığı ürünler
Diğer haberler