IoT Ağ Güvenliğinizi Güçlendirme Zamanı Neden Şimdi?

IoT Ağ Güvenliğinizi Güçlendirme Zamanı Neden Şimdi?

İyi planlanmış bir IoT güvenlik stratejisi, şirketlerin hem bilinen hem de bilinmeyen tehditlere hazırlıklı olmasını ve bunları yönetmesini sağlar.

 

Birkaç yıl öncesine kadar işletmeler çalışanlarının, yerlerinin ve süreçlerinin durumu hakkında gerçek zamanlı verilerin sunduğu içgörülerden yoksundu. Bu bilgi, şu an henüz vazgeçilmez olmasa bile, iyi yönetilen işletmeler tarafından giderek daha fazla tercih ediliyor. Dünya çapında 300 milyarı aşan kurulu cihazın IoT (nesnelerin interneti) teknolojisiyle haberleşmesi sayesinde işletmeler; enerji, lojistik, fiziksel güvenlik, sağlık ve çevre gibi alanları yönetmek için etkili ve verimli bir yola sahip oldu. Bunun getirdiği değişiklikler ise şirketlerin, tedarik zinciri verimliliğinden çevreye ve iklim değişikliğine kadar birçok konuyu etkileyen sorunları öngörmesine ve bunlara yönelik yanıtlarını hızlandırmasına olanak tanıyan haberleşme sensörlerinin devreye alınmasıyla mümkün oldu.

Bağlantı (connectivity) alanındaki atılımlar, veri aktarım maliyetlerini azaltıp düşük maliyetli donanım seçenekleri sunarken pillerin ve diğer bileşenlerin kullanım ömrünü uzattı. “Nesnelerin İnterneti” terimi 1999 yılında Kevin Ashton tarafından ortaya atıldığından bu yana işletmeler, ekonomik ve düşük güç kullanan sensörlerin kritik yapı taşları olduğunu ve başarılı bir dağıtımda verileri aktaran ağ güvenliğinin ne kadar hayati bir önem taşıdığını kavradı.

 

Tasarım Yoluyla Güvenli

İyi planlanmış bir IoT güvenlik stratejisi, şirketlerin bilinen ve bilinmeyen tehditlere hazırlıklı olmasını sağlarken bunları etkili bir şekilde yönetmesinde belirleyici bir rol oynuyor. Günümüzde güvenlik profesyonelleri, sistemlere her yerden güvenli bulut tabanlı erişim sağlayan Güvenli Erişim Hizmeti Uç Noktası (SASE) olarak bilinen Sıfır Güven stratejisine giderek daha fazla ilgi gösteriyor. Gartner tahminlerine göre 2025 itibarıyla işletmelerin yüzde 80'i, SASE/SSE mimarisini kullanarak web, bulut hizmetleri ve özel uygulama erişimini birleştirme stratejisini benimsemiş olacak; bu oran 2021'de yüzde 20'ydi.

SASE ilkeleri özetle, güvenlik açıklarını kapatan ve veri kaybı riskini azaltan “tasarım yoluyla güvenli” (secure by design) bir ağ çerçevesi sağlıyor. Uygulamada ise bunu sağlamak için bir çekirdek ağın, yüksek dirençli web uygulaması güvenlik duvarı (WAF) çözümlerini (örneğin, tüm trafiğin doğrulanmış kaynaklardan geldiğinden emin olmak için GTP Güvenlik Duvarlarını) içermesi gerekiyor.

“Tasarım yoluyla güvenli” aktif ve akıllı izlemeyi de kapsıyor. Çoğu durumda, bir Güvenlik Operasyon Merkezi (SOC) ekibi, operasyonel tehditleri ortadan kaldırmak için IoT ağlarını gerçek zamanlı olarak proaktif bir şekilde izliyor. Güvenlik açıklarını kapatmak için güçlü bir önlemeye dayalı güvenlik (security prevention) programı aynı zamanda operasyonel bilgileri korumak için bir siber güvenlik temeli oluşturmanın programlı bir yolu olan Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemini (ISMS) ve fiziksel kontrolleri de içeriyor. Örneğin birçok firma, kullanıcı erişimini yönetmek için yenilenebilir kimlik bilgilerine sahip çok faktörlü kimlik doğrulama gibi uçtan uca kimlik yönetimi yeteneklerini kullanıyor.

 

IoT Cihazlarının Güçlendirilmesi

IoT cihazlarının güçlendirilmesi, veri iletimini ve güvenliği önemli ölçüde artırabilecek bir dizi adım ve yatırım gerektiriyor. Bu doğrultuda;

  1. IoT analitiği, sahadaki IoT sensörleri tarafından tespit edilen sorunları önceden tespit etmek için giderek daha fazla kullanılıyor. Makine Öğrenmesi, cihazın davranışı ve sağlığı hakkında öngörüler sağlarken, operasyon ekiplerinin olası anormallikleri keşfetmesine ve gerçek zamanlı karar verme süreçlerini iyileştirmelerine olanak tanıyor.
  2. SIM Trust veya Digital Asset Broker (DAB) gibi kimlik doğrulama yöntemleri, firmaların IoT cihaz yönetiminde Sıfır Güven yaklaşımını uygulamasını mümkün kılıyor. Örneğin, DAB ile bir IoT cihazına, diğer cihazlarla güvenli bir şekilde haberleşmesi ve işlem yapması için benzersiz bir dijital kimlik atanıyor. Bu teknik, mobil SIM tarafından güvence altına alınan cüzdan ve ödeme teknolojisine uygulanabiliyor. Bu yöntemler en küçük ve hafif IoT cihazları için bile bir güvenlik temeli oluşturabiliyor.
  3. Daha çok iSIM olarak bilinen entegre SIM, kurulumu kolaylaştırıyor ve sahadaki cihazları bağlamanın maliyetlerini azaltıyor.
  4. Havadan (OTA) güçlendirme, bir uygulamayı, yapılandırmayı veya ürün yazılımı güncellemesini IoT cihazlarına dağıtmanın etkili, kablosuz bir yolunu sunuyor. IoT cihazlarını USB belleklerle güncelleyen firmalar bu sürecin ölçeklenmeyeceğinin farkında; IoT'nin hızlı büyümesi göz önüne alındığında, manuel güncellemelerin ve yamaların mümkün olduğunca otomatik hale getirilmesi gerekiyor.

 

İşletmenizi Vodafone Business IoT çözümlerini keşfedin

Dolayısıyla, şirketlere başarılı bir geleceğin kapısını açan IoT teknolojisinin taşıdığı potansiyeli en iyi şekilde gerçeğe dönüştürmek, güvenli çözümleri ve etkili bir güvenlik yaklaşımı benimsemeyi gerektiriyor. Vodafone Business, uçtan uca sunduğu IoT çözümleri ile tedarik zincirinizi, varlıklarınızı ve operasyonlarınızı uzaktan kolaylıkla yönetebilmenizi, ihtiyacınıza göre proje bazlı çözümler oluşturmanızı ve operasyonel verimliliğinizi artırmanızı sağlarken işletmenizin başarısına katkıda bulunacak IoT çözümlerinin gücünü, şirketiniz için en faydalı ve güvenli şekilde kullanmanıza yardımcı oluyor. Bugün 190 ülkede 160 milyona yakın IoT bağlantısı sağlayan Vodafone Business’ın bu alandaki uzmanlığı ve güvenlik odağıyla işletmenize nesnelerin interneti teknolojisinin sunduğu avantajları kazandırmak için Vodafone Business IoT Çözümleri hakkında ayrıntılı bilgi edinin.

Vodafone Business IoT çözümleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için tıklayın.