E-atık ya da tam açılımı ile elektronik atık, kullanım ömrü sona ermiş veya artık kullanılmayan elektronik cihazların oluşturduğu atık türüdür. Bu atıklar; telefon, bilgisayar, televizyon gibi cihazlardan oluşur. E-atık olarak tanımlanan malzemeler, toksik maddeler barındırır.
Elektronik atık (e-atık) kavramı ilk kez 1990’lı yılların başında Birleşmiş Milletler ve OECD tarafından hazırlanan bir raporda tanımlandı. Bu raporda ilk kez; elektronik atıklar ayrı bir kategori olarak tanımlanmıştır. Bundan sonra da "e-waste" terimi giderek yaygınlaşmıştır. E-atık konusundaki önemli akademik çalışmaların öncülerinden biri olan Brigden, Labunska ve Santillo gibi araştırmacılar, bu kavramın bilimsel ve doğasal bağlamda yaygınlaşmasına katkıda bulunmuştur.
Elektronik atıklar, yaşadığımız ortamda da toksik madde solumaya neden olurlar. Peki, evimizde bulunan hangi cihazlar e-atık sınıfına girer?
Aşağıda e-atık kategorisinde bulunan cihazlar sıralanmıştır:
- Cep telefonları ve şarj aletleri
- Dizüstü ve masaüstü bilgisayarlar
- Televizyonlar ve monitörler
- Yazıcılar ve tarayıcılar
- Beyaz eşyalar (buzdolabı, çamaşır makinesi, fırın vb.)
- Elektrikli mutfak aletleri (blender, mikser, su ısıtıcısı vb.)
- Eski oyun konsolları ve uzaktan kumandalar
- Işıklandırma ekipmanları (LED ampuller, floresan lambalar)
- Radyo ve müzik çalarlar
- Elektrikli kişisel bakım ürünleri (saç kurutma makinesi, tıraş makinesi vb.)
Bu tür cihazlar içerdiği metaller, plastikler ve kimyasallar nedeniyle dikkatli şekilde toplanmalı ve geri dönüştürülmelidir. Yukarıda sayılan cihazlardan evinizde varsa ve yıllardır kullanmadığınız halde yaşam alanında tutuyorsanız bir çeşit toksik hava solumanız olasıdır. Diğer yandan bu türden atıkları doğrudan çöpe atmak da çok yanlıştır.
Türkiye'de ve dünyada e-atık sorununun boyutlarına baktığımızda ise endişe verici bir tablo ile karşılaşmaktayız. Dünya genelinde nüfus arttıkça ve elektronik ürünler çeşitlendikçe; e-atık miktarı her geçen yıl hızla artmaktadır. Birleşmiş Milletler’in 2020 Küresel E-Atık Monitörü verilerine göre, dünyada 2019 yılında 53.6 milyon ton e-atık çıktı. Bu rakamın 2030’a kadar 74 milyon tona ulaşması bekleniyor. Bu da e-atık hacminin dünyadaki en hızlı büyüyen atık türlerinden biri olduğunu gösteriyor. Türkiye özelinde elektronik atık miktarlarına baktığımızda 2021 yılı verilerine göre yaklaşık 847 bin ton rakamı ile karşılaşıyoruz. Bu durum, doğa ve insan sağlığı açısından ciddi bir tehdit oluştururken, aynı zamanda geri kazanılabilir değerli metallerin de kaybına yol açmaktadır. Türkiye, bu konuda bilinçlendirme çalışmaları ve geri dönüşüm altyapısını geliştirme sürecindedir.
İstatistikler, e-atık yönetiminin yalnızca doğasal değil, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal bir mesele olduğunu da göstermektedir.