Siber Güvenlik Neden İlk Önceliğiniz Olmalı?

Siber Güvenlik Neden İlk Önceliğiniz Olmalı?

Giderek hızlanan dijital dönüşüm, siber tehditlerin artışını da beraberinde getiriyor. Bu risklere karşı hazırlıklı olmak, organizasyonlarda siber güvenliği en öncelikli yatırım alanlarından biri haline getirmeyi gerektiriyor.  

 

Teknoloji evrimi kesintisiz bir şekilde devam ederken, siber suçlar için giderek cazip bir ortam oluşuyor ve siber tehditler olasılıkların daha da arttığı yeni güvenlik açıklarına odaklanıyor. Dünya genelinde katlanarak artan siber suçlar, internetin ve akıllı cihazların kullanıldığı her alanda, başka bir ifadeyle hükümetlerden şirketlere ve bireylere kadar her kullanıcı için en önemli risklerin başında yer alıyor.

 

Siber suçların maliyetinin 2023’te 8 trilyon dolara ulaşacağını tahmin eden Cybersecurity Ventures raporu, bu rakamın 2025’te ise 10 trilyon dolardan fazla olacağına dikkat çekiyor. Bununla birlikte, IBM güvenlik iş biriminin yaptığı ve Türkiye’den 20 şirketin katıldığı bir araştırmaya göre ülkemizdeki şirketler ortalama 16,26 milyon liralık veri ihlali maliyetlerine maruz kalıyor. Kaspersky verileri ise Türkiye'deki finansal siber tehditlerin oranında 2022’nin ikinci çeyreğinde %11 artış olduğuna işaret ederken son dönemde ülkemizde öne çıkan siber tehditler arasında veri ihlalleri, kötü amaçlı yazılımlar, phishing yani oltalama saldırıları ve DDOS saldırıları geliyor.

 

Siber tehditler, sadece mali kayıplara yol açmakla kalmıyor. Bir organizasyonun kritik verileri ve itibarı üzerinde telafi edilmesi güç sonuçlar yaratabiliyor. Dünya genelinde yapılan çok sayıda araştırmanın ulaştığı sonuçlar da bunu gösteriyor. Örneğin, tüketicilerin %60’ı alışveriş yaptığı kurumda bir siber ihlal olduğunda oradan bir daha alışveriş yapmayacağını belirtiyor. Tüm bunlar, şirketlerin siber tehditlere yanıt vermek ve kırılgan noktalarını güçlendirerek sistemlerini güvence altına almak için giderek artan bir baskıyla karşı karşıya olduğu anlamına geliyor. Burada, olası risklere karşı hazırlıklı olmak, en az mevcut tehditlere karşı güvenliği sağlamak kadar önemli. Bu nedenle, hızla gelişen bir dijital ekosistemde, bugünün olduğu kadar yarının siber güvenlik zorluklarını da öngörmek ve ele almak karar vericiler için oldukça önemli hatta hayati bir gereklilik haline geliyor.

 

Güvenliksiz Nesnelerin İnterneti = Tehditlerin İnterneti

 

2025 yılına kadar dakikada 152.200 IoT cihazının internete bağlanacağı, aktif IoT cihaz sayısının da 2030 yılında 25 milyarı aşacağı tahmin ediliyor. Bağlı cihazların, uzaktan çalışan iş gücünün yanı sıra siber güvenlik açıklarının da artması günümüzde iş dünyası için siber güvenliğin öncelikli önemini pekiştiren en önemli zorluklar arasında bulunuyor. Giderek gelişen ve artan siber tehditler, ölçeğinden bağımsız olarak tüm işletmelerin güçlü bir siber güvenlik programı olmasını gerektiriyor.

 

Geleceğe yönelik tahminler önümüzdeki dönemde karşılaşacağımız tehdit unsurlarının başında fidye yazılımı saldırıları (ransomware) olacağına işaret ediyor. Saldırılar sayesinde, büyük fidye ödemeleri elde edebilmek amacıyla kuruluşları veya devletleri bile hedef alabiliyor. Mobil cihazlara ve tedarik zincirlerine yönelik siber saldırılar da işletmelerin BT ağına sızarak, kritik verileri rahatlıkla ele geçirebiliyor. Önümüzdeki döneme ait önemli konulardan biri de IoT ve bulut güvenliğinin kuruluşlar açısından değerini koruyacak olması. Nesnelerin interneti ekosistemine bağlı cihazlar, siber saldırganların güvenlik açığı yakalamasını kolaylaştırabilir. Siber güvenlik konusunda önlem alınmadıkça bu konuda birçok veri sızıntısının da duyulacak olması yüksek bir olasılık gibi görünüyor.

 

Stéphane Nappo’nun da ifade ettiği gibi: “Güvenliksiz Nesnelerin İnterneti, eşittir Tehditlerin İnterneti.” Siber güvenliğe gereken dikkati göstermemek şirketlerin kendilerini, çalışanlarını, müşterilerini ve itibarlarını riske atması anlamına geliyor. Bir siber saldırının sonuçlarını telafi etmek uzun zaman alabilir hatta operasyonları durma noktasına getirebilir. Şirketler, kendilerini dış tehditlerden koruyarak, operasyonel verileri, müşterilerinin ve çalışanlarının kişisel verileri verilerinin güvende kalmasını sağlar. Kesintisiz operasyonu güvence altına alır ve siber saldırıların neden olduğu mali zararı önler.

 

Vodafone Business Uzmanlığıyla İşletmenizi Risklere Karşı Koruyun

 

İşletmeleri güvenlik ihtiyaçları doğrultusunda, proaktif bir yaklaşımla yönlendiren Vodafone Business, siber güvenlik altyapılarının oluşturulması ve geliştirilmesi konusunda proje bazlı ihtiyaca yönelik çözümler sunuyor. Uçtan uca siber güvenlik çözüm vizyonu ile siber güvenlik çözüm portföyü 4 temel aksiyon ekseninden oluşuyor: Ölç, Koru, Algıla ve Cevap Ver.

 

Vodafone Business Siber Güvenlik Operasyon Merkezi ve uzman analistleri, işletmelerdeki siber olayların 7/24 izlenmesini, raporlanmasını ve gerektiğinde şüpheli olaylarına müdahale edilmesini sağlıyor. Güvenli Erişim Yönetimi, bir diğer deyişle PAM çözümüyle işletmelerin yetkili hesaplarını güvende tutarak olası veri sızıntılarının önüne geçiyor. Değişen çalışma modelleriyle birlikte ön plana çıkan SSL VPN çözümü de işletmelerin çalışanlarının her yerden güvenli bir şekilde şirket kaynaklarına erişebilmelerini sağlıyor. Güvenlik Duvarı, DDOS Atak Önleme ve diğer altyapı çözümleri, olası zararlı içeriklerin ve hedefli siber saldırılarının önüne geçiyor. Siber İstihbarat Hizmeti ile bir kurumun veya varlığın güvenliğini tehdit eden mevcut ve potansiyel saldırılar hakkında bilgilerin toplanmasını, analiz edilmesini sağlayan Vodafone Business böylece veri sızıntılarını önleme ve finansal maliyetlerden tasarruf sağlama yönünde işletmelere destek oluyor.

 

150’den fazla ürün paketi ile güvenlik hizmetleri sağlayan Vodafone Business bant genişliğine ve tedarikçiye uygun olarak aktif edilen özelliklerine göre paketlerle şekillendirdiği çözümlerle tüm güvenlik altyapısındaki yönetilen güvenlik hizmetleri sağlıyor.

Bilgi teknolojileri altyapınıza tam koruma sağlayacak bu çözümler hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.