IoT ile Daha Yaşanılabilir Bir Geleceğe Var mısınız?

IoT ile Daha Yaşanılabilir Bir Geleceğe Var mısınız?

 

Nesnelerin interneti, daha yeşil bir gelecek için sürdürülebilirlik yaklaşımımızda devrim yaratabilecek önemli fırsatlar sunuyor.

 

Dünyamızda, sürdürülebilir bir ekonomiye geçiş gerekliliği şirketlerin, toplulukların ve ülkelerin sorumluluk almasını gerektiriyor. Nesneleri ve cihazları internete bağlayarak enerji tüketimini optimize etmeyi, israfı azaltmayı ve genel verimliliği artırmayı sağlayan IoT (Nesnelerin İnterneti) teknolojisi, daha yeşil ve yaşanılabilir bir geleceğin koşulu olan bu sorumlulukları yerine getirmeye yardımcı olabilir.

IoT’nin akıllı ve birbirine bağlı sistemlerle oluşturduğu platform, şirketlerin verimlilik ve tasarruf potansiyellerini ortaya çıkararak, sürdürülebilirlik yaklaşımlarında devrim yapmalarını sağlayacak içgörüler kazandırabilir. Sürdürülebilir bir gelecek için önemli katkılarda bulunan kurumsal IoT çözümleri ile şirketler, değer zincirlerinde “yeşil” bir etki yaratabilir. Örneğin;

  • Akıllı üretim: Nesnelerin interneti teknolojisinin üretim süreçlerinde kullanılması, daha fazla kaynak verimliliği, döngüsel ekonomi potansiyeli, daha düşük enerji tüketimi, daha az atık miktarı, iyileştirilmiş iş sağlığı ve güvenliği, süreçlerde daha fazla kesinlik, daha az hata gibi faydalarıyla üretim sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin en önemli ihtiyaçlarına yanıt sunarken daha çevreci uygulamaları benimsemelerine ve bu sayede daha verimli, daha tasarruflu olmalarına yardımcı oluyor.
  • Akıllı lojistik: Daha düşük yakıt tüketimi, az emisyon, sürekli artan verimlilik kazanımları ve tedarik zinciri izlenebilirliği sağlıyor.
  • Akıllı enerji ölçümü: İnsanların enerji tüketimlerine yönelik davranışlarını değiştirme konusunda daha fazla farkındalık kazanmasına, enerji tüketiminin azaltılmasına, şeffaflığa ve gelecek nesillere yaşanılabilir bir dünya bırakmaya katkıda bulunuyor.
  • Akıllı Şehirler: Kamusal hizmetlerin enerji açısından daha verimli sunulmasını sağlıyor; şehirlerde daha iyi trafik akışı, daha az trafik sıkışıklığı, daha az atık, iyileştirilmiş hava kalitesi, akıllı şehir uygulamalarının olası sonuçlarından sadece birkaçı…
  • Akıllı tarım: Doğal kaynaklar üzerinde daha düşük etki, gübrelerden daha az emisyon, biyoçeşitliliğin korunması, yenileyici tarım, hayvan sağlığının iyileştirilmesi, daha küçük ve daha verimli tarım arazisi kullanımı gibi önemli faydalarıyla tarımı dönüştürüyor.

 

İklim Değişikliğiyle Mücadele Eden Araba Yarışı

Üstelik, yukarıda bahsedilen tüm bu uygulamalar, nesnelerin interneti ile yapılabileceklerin sadece küçük bir kısmını temsil ediyor. IoT, esneklik, uyarlanabilirlik ve ölçeklendirilebilme özellikleri ile sayısız alanda sayısız çözüme dönüşebilecek olasılıklar barındırıyor. Bu sayede, örneğin, bir araba yarışının bile iklimle mücadeleye katkıda bulunmasını sağlayabiliyor. Nasıl mı?

2018’in sonlarında Formula E'nin Kurucusu ve Başkanı Alejandro Agag, yarış pilotu Gil de Ferran ile kahvaltı yaparken ikilinin aklına bir fikir gelir. Bu birinci sınıf sporu, iklim değişikliğinin öyküsünü anlatmak, zarar görmüş ortamları ve gezegenimizin karşı karşıya olduğu büyük zorlukları göstermek için kullanmaya yönelik fikrin sonucunda ortaya yeni ve radikal bir yarış serisi olan Extreme E çıkar.

Çevreye duyarlı ilk motor sporu olan Extreme E’de tamamen elektrikli SUV'ler, Suudi Arabistan çölü ve Arktik bölgesi gibi iklim ve çevre sorunlarından zarar görmüş veya etkilenmiş olan dünya çapında ekstrem yerlerde düzenlenen yılda beş kez gerçekleşen serilerde yarışıyor. Etkiyi en aza indirmek için hem ekipler hem de araçlar kargo gemisiyle seyahat ediyor, yarış filosu sıfır emisyon enerjisiyle şarj etmek için hidrojen yakıt hücresi teknolojisini kullanıyor ve yarış seyircilere kapalı olarak gerçekleşiyor. Taraftarlar yarışı canlı TV yayınının yanı sıra sosyal medya üzerinden takip ediyor. Ayrıca Extreme E, her lokasyonu bulduğundan daha iyi bırakmayı hedefliyor ve bunun için Legacy Programları yürütüyor.

 

Orman yangınlarıyla mücadele eden teknoloji

Vodafone Business teknolojisinin kullanıldığı Extreme E yarış serisi, teknolojinin çevresel faydaya dönüştürüldüğü uygulamalardan sadece biri. Bunun bir başka örneği de Sardunya'da MEDSEA ile birlikte orman yangınlarına karşı yürütülen mücadele de görülüyor.

Yakın zamanda ülkemizi de derinden etkileyen orman yangınlarının sayısında özellikle son yıllarda dünya çapında ne yazık ki artış görüldü. Sardunya’da da 2021'de 20 bin hektarlık arazide çıkan yangınlar 1.000'den fazla insanı yaşam alanlarını terk etmek zorunda bırakırken, 30 milyon arının ölümüne neden oldu. Bunun gibi kontrol edilemeyen yangınlar, toplam küresel CO2 emisyonlarının yüzde 20'sinden sorumlu olmakla birlikte mücadelenin maliyeti de yaklaşık 5 milyar dolara ulaşıyor.

Vodafone Business, orman yangınlarını en aza indirmeye çalışırken orman yangınlarını erken tespit etmek için nesnelerin interneti (IoT) teknolojisini kullanıyor. Bu kapsamda Extreme E ile de yakın iş birliği içinde çalışarak, orman yangınlarında kaybolan tarihi zeytinlikleri yeniden oluşturmayı ve yerel topluluklarla birlikte bir yangın önleme kampanyası yürütmeyi hedefliyor.

Bunun için uzun ömürlü düşük güçlü Vodafone Business sensörleri, herhangi bir yangın veya duman belirtisini tespit etmek ve doğrudan yerel makamlara bir uyarı göndermek için hızlı bir şekilde çalışıyor. Bu düşük maliyetli IoT sensörleri, hücresel kapsamaya ihtiyaç duymadan çalışabiliyor ve her zaman açık bağlantı sunuyor. Sensörler, veri toplamak ve içten yanma aşamasını tespit etmek için ağaçlara yerleştirilecek, itfaiyeciler ve bölgedeki çiftçiler de dahil olmak üzere uygun hizmetlere ilgili bilgiler sağlanacak, yangın başlamadan önce onları bilgilendirecek ve ormanın korunmasına yardımcı olacak.

Bu iş birliği, yalnızca yangınla mücadele maliyetlerini azaltarak ve Sardunya'daki orman yangınlarından etkilenen yaban hayatı kurtararak değil, aynı zamanda ağaçların yetişme sürecini optimize ederek ve çevre koşullarını izleyerek sürdürülebilirlik çabalarına yardımcı olacak, yerel bölgeye ve çevreye fayda sağlayacak.

 

Daha yeşil dijital dönüşüm

Ancak motor sporları ve teknoloji endüstrisi iklim krizini tek başına çözemez; tüm endüstrilerin karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik ortak bir hedef doğrultusunda çalışması gerekiyor. İş operasyonlarını optimize eden, maliyetleri ve işçi güvenliğini iyileştiren, güvenlik ve uyumluluğu artıran IoT, aynı zamanda dünya çapındaki işletmelerin, enerji tüketimi ve su yönetiminden tarım ve filo yönetimine kadar çevre üzerindeki etkilerini azaltmalarını da destekliyor.

Vodafone Business da küresel bir şirket olarak kendi taahhüdünün yanı sıra, müşterilerinin karbon emisyonlarını 2020 ile 2030 arasında toplam 350 milyon ton azaltmalarına yardımcı olmayı hedefliyor; bu hedefine büyük ölçüde IoT çözümleriyle ulşacak.

Siz de IoT teknolojisinin sunduğu fırsatları hem şirketiniz hem de dünyanın geleceği için faydaya dönüştürebilirsiniz.

Daha yaşanılabilir bir dünya için IoT teknolojisiyle yapabileceğiniz olasılıkları birlikte keşfetmemiz için bize ulaşın.