Davos 2024’te Neler Konuşuldu? 10 Başlıkta Davos 2024 Özeti

Davos 2024’te Neler Konuşuldu? 10 Başlıkta Davos 2024 Özeti

Bu yıl 54.’sü düzenlenen ve Dünya Ekonomik Forumu tarihindeki en büyük toplantı olan Davos Zirvesi’nden 10 gündem maddesi…

 

Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından Güvenin Yeniden İnşası (Rebuilding Trust) ana teması ile 15-19 Ocak 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilen Davos Zirvesi’nde bu yıl 120 ülkeden 3 bine yakın lider bir araya geldi. Küresel iş dünyası, hükümetler, sivil toplum, medya ve akademiden katılımcılar, Dünya Ekonomik Forumu’nun 54. yıllık toplantısında ana temaya bağlı olarak güveni artıran temel ilkelere odaklanırken, Zirve’nin diğer temel konu başlıkları yeni bir dönem için büyüme ve istihdam oluşturma, ekonomi ve toplum için itici bir güç olacak yapay zeka, ayrıca iklim, doğa ve enerji için uzun vadeli bir strateji geliştirme oldu.

Öte yandan, her yıl olduğu gibi bu yılda toplantı sırasında bazı önemli raporlar yayınlandı. Bunlardan ilki WEF tarafından yayınlanan Global Risk ve algı araştırması oldu. Her yıl yayınlanan bu rapor, önümüzdeki döneme bakarken gelecek 2 yıl ve 10 yıl içinde katılımcıların beklediği global riskleri ele alıyor. Bu rapora göre önümüzdeki 2 yılda karşımıza çıkacak olan 10 küresel risk arasında yanlış, eksik veya üzerinde oynanmış bilgiler, şiddetli doğa olayları ve meteorolojik olaylar, sosyal kutuplaşma, siber güvensizlik, ülkelerarası tartışmalar ve silahlı çatışmalar, ekonomik fırsatların azalması, enflasyon, zorunlu göç, ekonomik gerileme ve çevre kirliliği yer alıyor.

Gelecek 10 yıl için öne çıkan risklerin ise doğa ve çevre üzerinde yoğunlaştığı görülüyor. Önümüzdeki 10 yıla yönelik önemli konulardan bir diğeri yapay zeka teknolojilerinin hayatımızdaki olumlu ve olumsuz etkileri olurken, sosyal kutuplaşma ve teknolojiyle gelen riskler de bu bağlamda ele alındı. Zirve açılışında yayınlanan bu küresel riskler karşısında iş dünyasının neler yapması gerektiği de tartışıldı. Ayrıca, toplantının önemli gündemlerinden biri, yine her yıl gerçekleştirilen CEO Araştırması’ydı. Şirketleri, yaşanan ve beklenen bütün değişimlere ve risklere göre yeniden ele alıp yeniden şekillendirmek ve iş dünyasını bugün olduğundan daha iyi bir yere taşımak için odaklanılması gereken alanlar, PwC tarafından yapılan bu araştırma kapsamında CEO'ların ele aldığı konuların başında yer aldı. Bu doğrultuda değişimi tetikleyen alanlar, genel çerçevede;

  • Teknolojideki ve müşteri davranışlarındaki temel değişiklikler
  • Ülkelerin ve hükümetlerin getirdiği regülasyonlar ve yeni düzenlemeler
  • Rekabetin yarattığı aksiyonlar, tedarik zincirlerindeki riskler
  • Demografik değişimler, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik
  • Yenilenme ve şirketleri yeniden şekillendirme ihtiyacı olarak değerlendirildi.

 

WEF tarihindeki en büyük yıl toplantıdan 10 önemli çıkarım:

  • Üstün performans için hız son derece önemli

Yaşanan hızlı ve geniş kapsamlı değişimler nedeniyle bütün şirketlerde hızın ve çevikliğin artması gerekiyor; özellikle de operasyon, finansal performans ve büyüme alanlarında. Ancak burada sadece finans odaklı değil; mühendislikle finansı, paydaşlarla hissedarı bir arada düşünerek benimsenecek kapsamlı bir hız ve çevikliğe ihtiyaç duyuluyor.

Yenilikler ve değişimler karşısında hızlı olan şirketlerin liderleri, yavaş hareket eden şirketlerle karşılaştırıldığında, 2,1 kat daha yüksek operasyonel esneklik, 2,5 kat daha yüksek finansal performans, 3 kat daha yüksek büyüme ve yaklaşık 5 kat daha yüksek inovasyon yeteneği gösteriyor.

  • İş birliği çok yönlüdür ve rekabetle bir arada var olabilir

Liderler, belirli alanlarda ortak çıkarları güçlendirmek için iş birliği ve rekabeti dengeleyerek “ortak rekabet”i benimseyebilirler.

İş birliği olmadan önümüzdeki dönemin güven ve başarı getirmesi pek mümkün görünmüyor. Şu anda iş birliklerine yönelik, dünya genelinde çok çeşitli engeller olsa da bütün kurumların, CEO'ların, tüm paydaşlarıyla daha fazla iş birliği için adım atması önemli bir gereklilik olarak görülüyor.

  • Üretken yapay zeka devrimi daha yeni başlıyor

Üretken yapay zeka; satış ve pazarlama, müşteri operasyonları ve yazılım geliştirme gibi işlevler genelinde rolleri dönüştürmeye ve performansı artırmaya hazır. Bu teknoloji, süreç içinde bankacılıktan yaşam bilimlerine kadar sektörlerde trilyonlarca dolarlık değerin kilidini açabilir.

Başka bir ifadeyle, üretken yapay zekanın yapabilecekleri şu anda tahayyül edilebilenin ötesinde bulunuyor. Bu teknolojinin taşıdığı potansiyel, üretken yapay zeka ile ilgili bir projesi olmayan ya da bu teknolojiden faydalanmayan şirketlerin rekabette geride kalmasının kaçınılmaz olduğuna işaret ediyor.

  • Sürdürülebilirlik bir iş zorunluluğudur

Günümüzde sürdürülebilirlik, bir moda ya da tercih konusu değil. Sürdürülebilirlik için harekete geçmemek, artık şirketler için satış yapmamaya eşdeğer bir anlam taşıyor; bu nedenle şirketlerin sürdürülebilirlik alanında rekabetçi bir konuma gelmesi gerekiyor.

Bununla birlikte net sıfır ekonomide yol alma konusunun son bir yılda daha da karmaşık hale geldiği söylenebilir, ancak cesur adımlar atan şirketler sürdürülebilirlikle değer yaratma sürecini hızlandırabilir ve kendilerini rakiplerinin önünde yeniden konumlandırabilir.

  • Kadınların sağlığına yönelik yatırımlar ekonomik refahı etkiler

Kadınların iş dünyasındaki temsili, ekonomik refahı doğrudan etkiliyor. İş dünyasında ve sosyal yaşamda fırsat eşitliği ve pozitif ayrımcılık iş dünyasının bugünü ve geleceği için büyük bir önem taşıyor.

Kadınların sağlığına destek olacak ve onların iş dünyasına katılımını artıracak yatırımlar potansiyel olarak küresel ekonomiyi 2040 yılına kadar yılda 1 trilyon dolar artırabilir.

  • Dönüşüm için en etkili yol, kapsamlı bir yaklaşımı benimsemektir

Dönüşüm başarısı için dört temel unsur; irade, beceri, titizlik ve kapsam, liderlere sürekli kesinti ve değişimin yaşandığı bir dönemde rekabetin önüne geçmeleri daha iyi bir fırsat verebilir.

Bununla birlikte, dönüşüm, bir şirketin bir alanında veya bir sürecinde değil, bütününde olmalı. Şirketlerde dönüşümün kapsamı çok yönlü ele alınmalı ve liderler, dönüşüm liderliği yapmalı.

  • İş dünyası liderlerinin en iyi yetenekleri en yüksek değere sahip rollerle eşleştirmeye odaklanması gerekiyor

Pek çok kuruluşta kritik rollerin yüzde 20 ila 30'unda o işleri yapabilecek en uygun kişiler bulunmuyor. Beceriye dayalı işe alım, kuruluşların yeni yetenek havuzlarına erişmesine yardımcı olabilir.

Şirketlerin her departmanında, her iş kolunda, her alanında değil ancak yüksek katma değerli roller için en iyi yeteneklerle çalışması gerekiyor. Bununla birlikte performans yönetiminin çeşitlenmesine de ihtiyaç var.

  • En iyi CEO'lar kuruluşları bulduklarından daha iyi bir yerde bırakırlar

En iyi performansı gösteren CEO'lar kurumları için gerçek farklar yaratan liderlerdir. İş dünyasında, CEO’ların bir kurumu göreve başladıkları yerden daha iyi bir yere taşımalarına ihtiyaç var.

  • Performans ve çeşitlilik birbirini tamamlar

Hızla değişen iş ortamında ilerlemek, şirket içi şeffaflık ve katılım kültürü yaratmak, operasyonlarını sosyal etki beklentilerini karşılayacak şekilde dönüştürmek ve bunları yapmaya çalışırken finansal performansı sürdürme konusunda olağanüstü baskı altında olmak şirketler için zorlayıcı görünebilir. Ancak iyi haber şu ki bu hedefler aslında birbiriyle çakışmıyor, aksine birbirlerini destekliyor. Gittikçe karmaşık ve belirsiz hale gelen rekabet ortamında çeşitlilik daha da önemli hale geliyor, iş dünyasında performansı artırırken aynı zamanda sürdürülebilirliğe de katkıda bulunuyor.

  • Hindistan'ın potansiyeli göz ardı edilmemeli

Hindistan, dünyanın en hızlı büyüyen büyük ekonomilerinden biri olarak hızla dönüşüyor. Teknoloji, yetenek, sağlık ve diğer alanlar söz konusu olduğunda, 2024 ve sonrası için Hindistan’ın geleceği dikkate alınmaya değer.

Önümüzdeki dönemde Hindistan'ın yanı sıra Suudi Arabistan'ın da radarda tutulması önemli; bu iki ülke Çin'den ve Çin'in bugüne kadar yaptığı ve yapması beklenenlerden daha büyük bir etki yaratacaklarının sinyallerini veriyor.