İş modelimde nasıl bir inovasyon yapmalıyım?

İş modelimde nasıl bir inovasyon yapmalıyım?

Şirketinizde esnek bir yapı oluşturduktan sonra bunu katı kuralları olan bir platforma yerleştirmek ve ekosistem ile en basit ve güvenilir iletişim araçlarını kullanarak kolay kullanıma olanak tanıyacak şekilde bağlamak, yeni normalin iş modelinin basit tanımını oluşturuyor. Teorik anlatım basit olmakla birlikte, başarıyı getirecek uygulamaları geliştirmek şirketlerin ve girişimcilerin yeteneğine kalmış.

 

Benim bu alanda dikkatimi çeken gelişmelerden biri, kendisini yeniden tanımlayarak farklı işlevler geliştirme trendi oldu. Türkiye genelinde yaygın organizasyonu olan Aygaz’ın, Aykargo ile kargo sektörüne adım atması ve yine enerji sektöründeki akaryakıt istasyonlarının teslimat noktası haline getirilmesi, bu dönüşümün güzel örnekleri ancak sonuçların ortaya çıkması için zaman gerekiyor. Ekosistem tarafındaki kolay etkileşimin örneği ise, alışveriş merkezlerine (AVM) girerken yapılan HES kodu sorgulamasının QR kod ile yapılması. Hem hız hem güvenilirlik sağlayan QR kod ya da karekod, müşteri ile etkileşimde yüksek düzeyde pratiklik sağlayabilir. Lojistik şirketleri zaten vatandaşlık numarası veya imza almak yerine cep telefonuna gönderdikleri kodu kullanmayı, pandemi döneminde e-ticaretteki artışla birlikte ortaya çıkan hızlı servis ihtiyacını karşılamak için tercih etmişti.

 

Bütün bunlar fikir veren örnekler ancak hangisinin kimler için hangi sonuçları yaratacağını ezbere söylemek mümkün değil. Biri için doğru olan, diğer için olmayabilir. Burada doğru iş kararlarını verip bunlara eşlik edecek doğru iş modellerini geliştirebilen yöneticilere büyük iş düşüyor. Kesin olan nokta ise, pandeminin hızlandırdığı dijitalleşmenin, özellikle KOBİ’ler için büyük fırsatlar yarattığı. KOBİ’lerin çevik hareket edebilme yeteneği, buradaki en güçlü silahları ancak bu şirketlerin yöneticilerinin hangi iş modellerinin önem kazandığı ve hangilerinin boşa kürek çekme sonucunu vereceği konusunda net kararlar vermeleri gerekiyor. Bunu yaparken, bu iş modellerine kaynaklık eden trendleri ve teknolojileri iyi anlamak zorunlu. Başarı terazisinin kefeleri, bu zorunluluğun hakkını ne kadar verdiğinizi ölçüyor olacak.

 

Trend ve teknolojilerin doğru değerlendirilmesi, ekonomilerin bütün sektörlerinde kilit bir rol oynamaya başlayan bilgi teknolojilerinin (BT) yarattığı etki nedeniyle kaçınılmaz bir zorunluluk. Bu zorunluluk, inovasyon ve teknolojik gelişmeler kadar bunlara bağlı olarak veya başka dinamikler nedeniyle kullanıcı alışkanlıklarında yaşanan değişim nedeniyle ortaya çıkıyor. KOBİ’lerin buradaki şanslarından biri, çevik işletmeler olarak yeni teknolojilere ve iş modellerine daha hızlı uyum sağlayabilmeleri. Ancak buna eşlik eden bir şanssızlık da mevcut. Teknolojik gelişmeleri ortaya çıkaran startup’lar, teknoloji tarafından gelen oyuncular olarak genellikle iş modelleri ve işlerin özellikleri konusunda çok derin bilgiye sahip değiller. Bu durum, dijitalleşmenin olanaklarını kullanarak yaratılan çok çarpıcı bir araç ile karşı karşıya kalıp gerçekten etkilenmenizi sağlayabilir ama aslında bunun işe katacağı bir değer olmayabilir.

 

Basit bir örnek olarak cüzdanlardaki değişim üzerinden değerlendirme yapabiliriz. Pandeminin öncesinde kağıt paraları rahatça koyup çıkarabildiğim bir cüzdanı tercih ediyordum. Özellikle bahşiş bırakılan yerlerde nakit kullanmayı tercih ediyor ve puan kazanmak için de evin alışverişlerini kredi kartı ile yapıyor olduğumdan kart yuvası sayısının az olması sıkıntı değildi. Temassız özelliği olan kredi ve banka kartının arasında çalışmayan İstanbul Kart için ayrı bir kart kılıfı almıştım. Şu andaki kullamım alışkanlıklarıma baktığımda temassız ödemeyi tercih ettiğim için bütün kartlarımın sığdığı bir cüzdana geçtim. Nakit haznesini çok kullanmıyorum ve para koyup çıkartmak cüzdanın şekli nedeniyle biraz sıkıntılı ama problem değil. Cep telefonu ile ödeme yapmayı sağlayan Vodafone Pay gibi uygulamalara baktığımda, kimlik taşıma zorunluluğu olmasa cüzdana iş düşer mi diye düşünüyorum. Belki cüzdana verecek parayı telefon kılıfı bütçesine aktarmak çok daha yerinde olabilir. Bir şirket yönetiyor olsam, akıllı telefonumu bir tahsilat aracına çevireccek mobil POS yazılımı dışında bir şeye para ödemeyi çok düşünmem.

 

Dijitalleşme ile çok ilgili görünmese de, sizlere aktarmak istediğim ve ihtiyacınız olduğuna inandığım düşünüş biçimi bu şekilde. Dijitalleşme araçları artık telekom operatörleri veya bilişim şirketleri tarafından daha büyük ölçüde servis olarak sunulmaya başlamışken kendinize sormanız gereken sorular “iş modelimde nasıl bir inovasyon yapmalıyım”, “bu yeni iş modeli veya modelleri bana farklı alanlarda nasıl bir fayda sağlayabilir” ve “dijitalleşmenin işim üzerindeki etkisine uygun olarak iş modelimi nasıl değiştirmeliyim” şeklini almalı. Baktığınız zaman benim cüzdan probleminden fazla fark olmadığını görürsünüz.

 

Bu soruların yanıtınnı ararken gelişen açık teknolojilerin sağladığı olanakları da dikkate almanızda yarar var. Hava ve yol durumu uzun süredir açık bilgi ve çok işimize yarıyor. Buna benzer biçimde tüketicilerin ya da müşterilerinizin davranışlarının profillenmesini sağlayacak açık kaynakları da keşfetmeniz, iş modelinizi zenginleştirecek önemli bir veri tabanına sahip olmanızı sağlar. İnternete bağlı on milyarlarca cihazın varlığı ve bunları kullanarak dijital ortamlarda her gün üretilen ve tüketilen veri, kendi etrafınızda güçlü bir ekosistem kurmanız durumunda yeni türde bir sermaye –bilgi sermayesi- elde etmenizi sağlar. Bunun para kadar ve hatta daha değerli bir sermaye olduğunu söylemeye gerek görmüyorum. Bu sermaye, daha iyi iş sonuçları elde etmenizi sağlayacaktır.

 

Sosyal medyada gördüğü bir ürünü bu mecranın içindeki yorumlarla veya web sitelerinde değerlendirip elektronik veya sosyal ticaret araçlarını kullanarak satın almak günümüzde ana alışveriş yöntemlerinden biri olma yolunda. Akıllı telefon üzerinden teslimatı takip etmek/ettirmek ve yine akıllı telefon üzerinden ödemeyi yapmak artık sıradan işlemler. Teknolojinin süreçleri basitleştiren ve hayatı kolaylaştıran bu etkisinin yarattığı bir risk de söz konusu: bu kolaylaştırma ve müşteri tatminini sağlamayı başaramadığınızda, pazarda pozisyon kaybetmek ve belki de pazardan çıkmak zorunda kalmak da eskisine göre çok hızlı gerçekleşiyor.

23 Kasım 2022