Perakende Sektörü Esnaflarının Başarı için Aşması Gerekenler

Perakende Sektörü Esnaflarının Başarı için Aşması Gerekenler

Günümüzde perakende sektöründe rekabet hızla yükselirken esnafların hedeflerine başarıyla ulaşmak için doğru rotayı bulması ve kendilerine yardımcı olacak doğru kaynaklara sahip olması oldukça önemli. Bunun yolu ise öncelikle zorlukların farkında olmaktan geçiyor.

 

Fiziksel santralin gerektirdiği bakım maliyetlerinizi tamamen ortadan kaldırın, kurulum masrafı olmadan bulut santral ile tanışın!

 

Perakende sektöründeki esnafların ve Küçük Ofis/Ev Ofis olarak faaliyet gösteren küçük ölçekli işletmelerin özellikle son yıllarda önemli sınavlar verdiği görülüyor. Esnafların büyümelerini ve kârlılıklarını engelleyen çeşitli zorluklar, rekabette öne geçmelerini güçleştiriyor. Küçük işletmeler veya esnaflar perakende sektörünün zorluklarına, büyük ölçekli rakiplerine kıyasla bütçe ve çalışan açısından çok daha kısıtlı kaynaklarla yanıt vermek zorunda olsa da küçük bir işletme olmanın getirdiği daha kısa satış döngüleri, daha fazla esneklik gibi avantajları doğru bir şekilde kullanmak, esnafların başarı hedeflerine katkıda bulunabilir.

 

SOC, Siber Güvenlik Operasyon Merkezinde işletmenize karşı siber güvenlik olaylarını 7/24 izleyin, atakları tespit edin ve olası tehditlere karşı müdahale edin. İhtiyaç duyduğunuz güvenlik kurallarını oluşturun, güvenlik prosedürlerini sıkılaştırın. 

 

1-10 çalışanlı şirketlere özel tarifeler, ek paketler, iş yeri interneti ve bulut tabanlı çözümleri görüntülemek için esnafa özel çözümler  sayfamızı ziyaret edin!

 

Ulusal ve küresel ekonomideki sıkıntılar, büyük alışveriş merkezleri gibi zorluklara rağmen esnaf ve sanatkarlık faaliyeti perakende sektörünün en önemli bileşenlerinden biri olmaya devam ediyor. Özellikle Türkiye’de son dönemde yeni açılan/kapanan işyeri dengesinin çok az bozulduğu ve olumlu bir grafik izlemeye devam ettiği görülüyor. Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Sicil Gazetesi’nin (TESK) 2023 İllere Göre Esnaf, İşyeri, Nüfus ve Oda Bilgileri raporuna göre Türkiye’de toplam esnaf sayısı 2 milyon 227 binin üzerinde ve iş yeri sayısı ise 2 milyon 440’i aşıyor. Yine TESK’te yayımlanan açılış-kapanış ilanlarına göre de olumsuzlukların sürdüğü, özellikle enflasyon ve hayat pahalılığının öne çıktığı 2022 yılı boyunca 99 bin 706 esnaf işyerlerini kapatırken, 333 bin 235 yeni esnaf sicil kaydı yaptırıp işyeri açtı. Önceki yıla göre yeni açılan işyeri sayısı yüzde 15,9, kapanan işyeri sayısı ise yüzde 22,9 artış gösterdi.

 

Esnaflar, perakende sektöründe geniş bir satış alanını kapsıyor. Örneğin butik giyim mağazalarından küçük marketlere, elektronik mağazalarından küçük ev ve mobilya mağazalarına ve kuyumculara kadar birçok farklı satış alanında olan esnafların faaliyet alanları ve buna bağlı olarak ihtiyaçları ve temel zorlukları farklı olsa da perakendede küçük bir işletme olmanın getirdiği bazı ortak zorluklar var. Başarılı ve kârlı operasyonlar sağlamak için bu zorlukları bilmek ise bunları çözmeye yönelik adımları atmanın ilk aşaması… Ardından doğru araç ve stratejilerle, yüksek bütçeler gerekmeden de hedefe ulaşmak ve geleceğe güçlü bir şekilde hazırlanmak mümkün olabilir. Bu yazımızda perakende sektöründe faaliyet gösteren esnafların karşılaştığı en önemli 10 zorluğu ele alıyoruz:

 

  1. Ekonomik İstikrarsızlık:

Ekonomideki dalgalanmalar, kaçınılmaz olarak tüketici harcamalarını ve işletme kârlılığını etkiliyor. Ekonomi istikrarsız olduğunda tüketicilerin harcamalarını çoğunlukla kısarken işletmelerin de yatırımlarında daha temkinli davrandıkları bilinen bir gerçek. Ürün ve hizmetlere olan talebin azalması ve dolayısıyla kârların düşmesi, işletmelerin çalışan ücretlerini düşürmesi veya çalışanları işten çıkarması gibi sorunlara, dolayısıyla da tüketici taleplerine gerektiği gibi yanıt verilememesine ve verimliliğin düşmesine yol açabiliyor. Örneğin, COVID-19 salgını işletmelerin kapanması, insanların işlerini kaybetmesi ve tüketici harcamalarının düşmesiyle küresel bir durgunluğa neden oldu; çok sayıda esnaf da iş yerlerini kapatmak zorunda kaldı. ABD’nin köklü finansal kuruluşlarından JP Morgan Chase Enstitüsü’nün raporuna göre esnafların temsil ettiği yerel ticaret harcamaları Mart 2019 ile Mart 2020 arasında yüzde 12,8 azaldı. Hatırlanacağı üzere, 2020’de İstanbul Ticaret Odası tarafından yapılan açıklamada da Covid-19 salgını kapsamında alınan tedbirler sebebiyle İstanbul'da 20 bin işletmenin, Ankara Ticaret Odası’nın açıklamasına göre ise başkentte 15 bin işletmenin geçici süreyle ya da tamamen faaliyetlerini durdurduğu duyurulmuştu.

 

Günümüzde de artan enflasyon ve devam eden ekonomik stresle birlikte tüketiciler maliyet konusunda daha bilinçli hale geliyor ve tasarruf etmeye öncelik veriyor. Capgemini Araştırma Enstitüsü tarafından yayınlanan 2023 Günümüz Tüketicilerinin Beklentileri raporuna göre tüketicilerin yüzde 73’ü artık az sayıda anlık satın alma yaparken yüzde 69’u zorunlu olmayan harcamaları tamamen kıstıklarını ifade ediyor. Aynı araştırmada alternatif seçenekler arasından daha ucuz ürünlerin tercih edilmesi yönünde bir değişim yaşandığı ve insanların bu ürünleri aramak için harcadığı zamanın arttığı da belirtiliyor.

 

Bununla birlikte, satışların azalması stoklarda daha fazla ürünün beklemesi dolayısıyla depo maliyetinin artması gibi artçı etkilere de yol açarak esnaflar için maliyet-kazanç dengesini sağlamayı güçleştiriyor. Örneğin, depo kirası veya biriken stokların bakımı ve imhası gibi ek yükler esnafların maliyetlerini artıran bu etkilerden sadece birkaçı. Ekonomik istikrarsızlık, yanı sıra ürün fiyatlarını da kaçınılmaz olarak etkiliyor. Satışı yapılan ürünlerin fiyatlarındaki dalgalanmalar belirsizliği artırarak esnafların arz-talep beklentilerini karşılamasını ve bütçe planlarını sekteye uğratıyor.

 

  1. Mevzuata Uygunluk:

Yasalar ve düzenlemeler sıklıkla değiştiği için karmaşık mevzuatları takip etmek ve bunlara uyum sağlamak, esnaflar için zor olabiliyor. Esnafların, yasalara uygun çalışmaları için yapılan değişiklikleri güncel olarak takip etmeleri ayrıca, uyum sağlamak için de değişiklikleri hızlı ve doğru bir şekilde yorumlayabilmeleri gerekiyor. Bu, daha kısıtlı kaynakları olan esnaflar için özellikle güç olabilir; çünkü sürekli değişen düzenlemelere ayak uydurmak için daha fazla çalışana ihtiyaç duymak ya da uyumluluk hizmetlerini dış kaynaklardan sağlamak zorunda kalabilirler. Örneğin, KVKK, işletmelerin müşteri verilerinin kayıtlarını tutmasını ve talep üzerine bu verileri sağlayabilmesini gerektiriyor. Bu, mağaza sahiplerinin müşteri verilerini izlemesi, güvenli bir şekilde saklaması ve talep üzerine müşterilere sunabilmesi gerektiği anlamına geliyor. Aksi takdirde ağır para cezaları ve yasal işlemler gibi ciddi risklerle karşı karşıya kalabiliyorlar. 

Her ölçekten işletme için önemli olan mevzuata uygunluk, işletmelerin yalnızca denetimleri geçmesine ve gerekli özeni göstermesine yardımcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda müşteri güvenini ve dolayısıyla itibarı da etkiliyor ve veri ihlali gibi olumsuz durumların yasal etkilerinden de koruyor. Bir veri ihlalinin küresel ortalama maliyeti 2021'deki 4,24 milyon dolardan 2022'de yüzde 2,6 artarak 4,35 milyon dolara yükseldi; bu, aynı zamanda IBM Security'nin "Veri İhlalinin Maliyeti Raporu" tarihinde bugüne kadarki en yüksek rakam oldu.

  1. Rekabet:

Perakende pazarında hem yerel hem de küresel oyuncuların yoğun rekabeti, esnaf üzerinde baskı yaratan önemli sorunlardan biri olarak esnafları rekabetçiliklerini koruma, rekabetçi fiyatlarla ürün ve hizmet sunma zorluğuyla karşı karşıya bırakıyor. Üstelik esnaflar için rekabet sadece kendi ölçeklerindeki diğer işletmelerle sınırlı değil, büyük ve uluslararası şirketlere karşı da konumlarını koruma baskısı var. Bu noktada, değişen trendlere ve müşteri ihtiyaçlarına ayak uydurmaları rekabetçiliklerini koruma konusunda belirleyici bir rol oynuyor.

Tercihleri ve beklentileri hızla değişen tüketiciler giderek daha fazla seçenek arasında tercih yapabilme özgürlüğüne sahip olurken, perakendedeki hızlı değişimler, sektör oyuncularından tıpkı bir satranç oyununda olduğu gibi stratejilerini sürekli değerlendirmelerini ve en uygun hamleleri yapmalarını gerektiriyor. Diğer taraftan, Deloitte analizine göre perakende sektöründeki oynaklık (volatility) 2010'dan bu yana yüzde 250 oranında artarken; Statista verilerine göre küresel perakende sektöründe 2023'te 27,4 trilyon dolara ulaşan satışların 2026'da 32 trilyon dolara çıkacağı beklentisi giderek hızlanan rekabetin daha da zorlu bir ve belirsiz bir ortamda devam edeceğini gösteriyor.

 

  1. Dijital Dönüşüm:

Hızla gelişen dijital dünyaya uyum sağlamak için perakende satışlarda çevrimiçi ve çevrimdışı kanalları entegre etmek, esnafların üzerinde önemle durması gereken başlıca konulardan biri. Günümüzde ürün, hizmet veya çözüm sunan her kuruluşun rekabetçi kalabilmek için dijital dönüşümü benimsemesi gerekiyor. 

 

Perakendecilikte online mağaza üzerinden hizmet vermek, mobil servisler sunmak, ilgi çekici içerikler oluşturmak ve yeni müşterilere ulaşmak için sosyal medyadan yararlanmak; yanı sıra, müşteri davranışlarını izlemek ve etkili dijital pazarlama kampanyalarını optimize etmek için analitik çözümleri kullanmak başarılı olmak isteyen her kuruluş için artık olmazsa olmazlar arasında. Müşteriler mağazalara ve hizmetlere online olarak erişmeyi giderek daha fazla benimsedikleri için rekabette öne geçmek, dijital dönüşümün yer almadığı senaryolarla mümkün görünmüyor. Statista raporuna göre 2022'de küresel mağaza içi veya fiziksel perakende kanalı, tahminen 20 trilyon dolar tutarında satış elde ederken, dünya çapındaki toplam perakende satışları (çevrimiçi ve çevrimdışı perakende) yaklaşık 25,8 trilyon dolara ulaştı. 2026 yılında küresel ölçekte e-ticaret perakende satış değerinin ise 9,4 trilyon dolarına ulaşacağı tahmin ediliyor.

 

  1. Tedarik Zinciri Kesintileri:

Lojistik ve stok yönetimi de dahil olmak üzere tedarik zinciri süreçlerindeki değişimler, esnaf için büyük bir sorun teşkil ediyor. Tedarik zincirlerinde COVID-19 salgınıyla daha da öne çıkan zayıf noktalar bugün de ulaşım gecikmeleri, ticari anlaşmazlıklar ve doğal afetler gibi faktörler nedeniyle perakendecileri etkilemeye devam ediyor. KPMG-Küresel Tedarik Zinciri Trendleri araştırmasına göre küresel kuruluşların yarısından fazlası, jeopolitik istikrarsızlığın önümüzdeki 3 yıl içinde tedarik zincirleri üzerinde zararlı bir etki yaratacağını düşünüyor.

 

Tedarik zincirleri daha karmaşık ve küresel hale geldikçe, mağaza sahiplerinin operasyonlarını hızlı bir şekilde yönlendirebilmeleri ve talep veya arzdaki her türlü değişikliğe uyum sağlayabilmeleri gerekiyor; bunu daha küçük bütçeler ve sınırlı kaynaklarla yapmak ise pek kolay değil. Ek olarak, stok yönetiminin değişen doğası, mağaza sahiplerinin en son envanter yönetimi teknikleri konusunda güncel kalmasını gerektiriyor. Örneğin, mağaza sahiplerinin müşteri talebi değiştikçe stok seviyelerini güncellemeleri, müşteri talebi değiştikçe kârlılığı korumak için stok seviyelerini buna göre artırmaları veya azaltmaları gerekiyor. Yine KPMG araştırmasına göre işletmelerin yüzde 67'si, teslimat hızına ilişkin müşteri beklentilerini karşılamayı, önümüzdeki 12-18 ay içinde tedarik zincirlerinin yapısını ve akışını etkileyecek kritik bir güç olarak görüyor.

 

  1. Değişen Tüketici Davranışları:

Tüketici tercihleri ve satın alma alışkanlıklarındaki değişiklikleri anlamak ve bunlara yanıt vermek, esnafların faaliyetlerine başarıyla devam edebilmesi için belirleyici etkenlerden biri. Teknoloji ilerledikçe tüketiciler her zamankinden daha fazla seçeneğe ve bilgiye erişebiliyor. Satın alma alışkanlıkları hızla değişirken esnafın rekabetçi kalabilmek için bu değişikliklere ayak uydurabilmesi, bunun için de tüketici trendlerini izlemesi, yeni teknolojileri takip etmesi ve dijital pazarlama stratejilerine yatırım yapması gerekiyor. Örneğin, birçok perakende işletmesi artık müşteri sorularını yanıtlamak, kişiselleştirilmiş öneriler sunmak ve satışları artırmak için yapay zekâ tabanlı sohbet robotları kullanıyor. Yenilikçi teknolojileri benimsemek, esnaflara rekabet gücünü koruma ve sürekli değişen pazardan en iyi şekilde yararlanabilme olanağı sunuyor.

Deloitte tarafından 2023 Perakende Trendlerinin ele alındığı makaleye göre, gelecek yıl da müşteri yolculuğunun her alanında değişen tüketici davranışlarına hizmet eden yenilikçi teknoloji ve iş modelleri görülmeye devam edecek. Perakendeciler, tüketicilerle doğrudan etkileşim kurarak, toplulukların büyümesini teşvik ederek ve markalarıyla etkileşimi aktif olarak teşvik ederek kalabalık ve rekabetçi bir pazarda kendilerini farklılaştırabilir. Tüketicilere zamanlarının çoğunu geçirdikleri kanallarda iletişim kurma ve hizmet sunma yeteneği, daha fazla perakendecinin bir büyüme fırsatı olarak dijitale odaklandığını göreceğimiz anlamına geliyor. Benzer şekilde, tüketicilerin mağaza alışverişlerinde yaratıcı deneyimlere olan talebi de perakendecileri fiziksel mağazalarda da teknolojiyi daha fazla kullanmaya çekebilir.

  1. Finansal Desteğe Erişim:

Yeterli finansal desteği alamamak, küçük işletmelerin büyümesini, yeni çalışanları işe almasını ve yeni ekipmanlara erişimini zorlaştırıyor. Aynı zamanda yeni fırsatlardan yararlanma yeteneğini de sınırlıyor. Küçük işletmelerin hayatta kalması ve gelişmesi için yeni teknolojilere yatırım yapmalarını, yeni pazarlara açılmalarını veya yeni fırsatlardan yararlanmalarını sağlayacak finansal desteklere erişebilmeleri çok önemli. Aksi takdirde rekabetçilikte geride kalabilirler.  

  1. Altyapı Zorlukları:

Bazı bölgelerde yetersiz altyapı, esnafın lojistiğini ve operasyonlarını olumsuz etkileyebiliyor. Bu, taşıma ve ulaşım hizmetleri için daha fazla ödeme yapmak zorunda kalabilecekleri için işletmelerin maliyetlerinin artmasına neden olabiliyor. Yetersiz altyapı aynı zamanda ürün ve hizmetlere erişimi de sınırlıyor ve bu da tüketiciler için daha yüksek fiyatlar anlamına geliyor. Pazarlara erişimi kısıtlayarak işletmelerin ürün ve hizmetlerini satmasını zorlaştıran zayıf veya sorunlu altyapılar ayrıca ürün ve hizmetlere daha az kişi erişebilmesine bağlı olarak potansiyel müşteri sayısını olumsuz etkileyebiliyor.

  1. Kurdaki Dalgalanmalar:

Kurdaki değişiklikler, ithalat maliyetlerini ve esnafın genel işletme giderlerini etkilerken, esnafın gelecekteki satın alımlar için planlama ve bütçe yapmasını da zorlaştırıyor. Kayıp riskini artırmanın yanı sıra piyasanın öngörülemezliği nedeniyle işletmeleri, satın alacakları malların fiyatlarını tahmin ederek buna uygun bir bütçe ve planlama yapabilmelerini önemli ölçüde zorlaştırabiliyor. Dolayısıyla, uzun vadeli planlar yapmaya çalışan işletmeler için önemli bir sorun olabiliyor.

  1. Yetenekli Çalışanları Çekmek:

Rekabetçi bir iş gücü piyasasında vasıflı çalışanları bulmak ve elde tutmak, tüm işletmeler için hayati konular arasında geliyor. Esnafların veya küçük ölçekli işletmelerin yetenekleri çekmek, işe almak ve elde tutmak için stratejiler geliştirmesi çok önemli. İş piyasası giderek daha rekabetçi hale geldikçe, esnafın üst düzey yetenekleri çekmek ve elde tutmak için daha cazip avantajlar sunması gerekiyor. Bu avantajlar, rekabetçi maaşlar, esnek çalışma saatleri, eğitim ve gelişim fırsatları sunmayı içerebilir. Esnafların ayrıca çalışanları şirkette kalmaya teşvik eden olumlu bir işyeri kültürü yaratmaya da odaklanmaları gerekiyor. Bu sayede esnaf, işlerini bir sonraki aşamaya taşımaya yardımcı olabilecek yetenekli profesyonellerden oluşan harika bir ekip oluşturabilir.

“Perakende Sektöründe Faaliyet Gösteren Esnaflar için En Önemli Zorluklar” başlığında ele aldığımız bu öncelikli on sorunun üstesinden gelmek; stratejik planlama, teknolojiyi benimseme ve perakendenin değişen yapısına uyum sağlamayı gerektiriyor. Esnaflar, değişen müşteri ihtiyaçlarına ve pazar koşullarına yanıt vermek için hazırlıklı olmalı; doğru teknoloji, iş birliği araçları ve stratejiler, rekabette öne geçmenin ve yeni fırsatları yakalamanın yolunu açabilir.